16 Eylül 2014 Salı

Dikkat Eksikliği

Dikkat eksikliği nedir? 

En genel ifadeyle organize olamamak ve dikkati tek bir noktaya odaklayamamak olarak açıklanabilir. Genellikle yedi yaşından itibaren kendini daha fazla gösterir, ancak 4-5 yaşları itibariyle belirtileri saptanabilir. 
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, bireyin yaşına ve gelişim düzeyine uygun olmayan aşırı hareketlilik, istekleri erteleyememe (impulsivite) ve dikkat sorunları ile kendini gösteren bir psikiyatrik bozukluktur.

Bir kişide bu bozukluğun varlığından söz edebilmek için bu belirtilerin 7 yaştan önce başlamış olması, birden fazla ortamda görülüyor olması(ev/okul), sürekli olması(en az 6 ay) ve kişinin günlük yaşamını etkileyecek boyutta olması gerekir. 

Dikkat eksikliği dikkat süresinin ve yoğunluğunun bireyin yaşına göre olması gerekenden az olmasıdır. Dikkatin belirli bir noktaya toplanamaması ve kolayca dağılması, dağınıklık, unutkanlık, eşyaları kaybetme gibi belirtilerle kendini gösterir. 

Dikkat eksikliğinde sorun dikkat edememek değil, dikkatin belirli bir noktaya odaklanamamasıdır. Bu tür bireyler aynı anda tüm uyaranlara birden dikkat ederler bu nedenle belirli bir işle uğraşırken başka bir uyarıcı kolaylıkla dikkatin dağılmasına neden olur. O anda uğraştıkları işi bırakıp bir başka işe yönelebilirler. 
 
Uyarana ve çevreye ait bazı faktörler dikkat süresi ve yoğunluğunu etkiler. Ödev başında 10 dk’dan fazla oturamayan bir çocuk bilgisayar başında saatlerce oyun oynayabilir ya da sevdiği bir TV programını izleyebilir. Dikkat eksikliği olan bir birey için dikkatin bir noktaya odaklanması ve sürdürülmesi kalabalık, gürültülü ve uyaranın fazla olduğu ortamlarda daha da zor olur. Bununla birlikte bire bir ilişkilerde, sakin ortamlarda ve ilgisini çeken bir konuda daha uzun süre odaklanabilir. 
Dikkat süresi ve yoğunluğu her yaşta farklıdır. 5-6 yaşlarındaki bir çocuk için normal kabul edilebilecek dikkat süresi 12 yaşındaki bir çocuk için kısadır.
Bu nedenle her birey kendi yaş dilimi içinde değerlendirilmelidir. 


 Dikkat Eksikliğinin Belirtileri:
 
• Çocukta dikkat eksikliği özellikle eğitim hayatının başlamasıyla belirgin hale gelir. Okul öncesi dönemde de her şeyden çabuk sıkılan ve bıkan bu çocuklar, oyuncaklardan dahi sıkılıp kısa bir süre sonra onları parçalamayı tercih ederler. 

• Okulun başlamasıyla birlikte öğrenmeye karşı ilgisizdirler. Ödev yapmayı sevmez, anne/baba ve öğretmenin zoruyla ödev yaparlar. Ödevleri yapmakta hayli zorlanırlar. Masanın başına oturamaz, otursalar bile çeşitli bahaneler uydurarak (tuvalete gitme, su içme gibi) sık sık masa başından kalkarlar. Anne/ babayı ders çalışırken sürekli yanlarında isterler. 
 
• Üzerine aldıkları bir işi sürekli bitirmekte zorlanır, bir işi bitirmeden hemen diğerine geçerler. Ev içinde günlük yapmaları gereken işler konusunda sorumluluk almak istemezler. Genellikle dağınıktırlar ve kurallardan hoşlanmazlar. 

• Kendileriyle konuşulduğunda sanki konuşanı dinlemiyormuş görüntüsü verirler. Bir komutu birkaç defa söyledikten sonra yerine getirirler. 

• Okuma ve yazma kaliteleri yaşıtlarından kötü, defter düzeni ve yazıları bozuk olabilir. Okurken sık hata yapabilir ve cümlenin sonunda kelime uydurmalarına rastlanabilir. 

• Unutkandırlar. Sınıfta sürekli eşya kaybetme yanında, iyi öğrendiklerini düşündüğünüz bir bilgiyi de çabuk unutabilirler.
 
• Kendilerine uygun bir çalışma düzeni ve sistemi geliştiremezler. Okuma ve yazmayı genellikle sevmezler. Ders kitabı okumanın yanında hikâye ve roman türü kitapları okumaya karşı da isteksizdirler. 
  
• Yaşanan tüm bu öğrenme zorluklarına sınavlarda dikkatsizce yapılan hatalar eklenir. Sabırsızlıkları nedeniyle soruları hızlıca okuma, tam okumama ve yanlış okumalara sık rastlanır. Bu nedenle çok iyi bildikleri bir soruyu dahi yanlış cevaplayabilirler. Test sınavlarında çeldiricilere kolaylıkla kanarlar. Özellikle ilkokula başladığı yıllarda sınav kâğıdını öncelikle vermeyi marifet sayarlar. Sonunda bildiklerinden daha azı oranında not alırlar. 
 
• Dikkat eksikliği okul öncesi dönemde pek fark edilmeyebilir. Ancak bu çocukların bir kısmı ders dışı işlerde de çabuk sıkılma belirtileri gösterirler. 

13 Eylül 2014 Cumartesi

1 ve 3 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ ve YAŞA UYGUN AİLE TAVRI

1 ve 3 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ ve YAŞA UYGUN AİLE TAVRI

Bedensel gelişme itibariyle ilk aylarda tamamen aciz görülen çocuk giderek kafasını tutmayı öğrenir. Daha sonra kollarını ve ayaklarını kontrol etmeyi becerir. Bir kaptan su veya süt içmesini öğrenmiştir. Ayrıca eline geçen her şe­yin tadına bakmasına bayılır. Bu tadı beğenip beğenmediği­ne o anda karar verebilir. Ayakları ve elleri üzerinde emek­leyerek yetişemeyeceği yer yok gibidir. Merdivenleri emekleyerek tırmanabilir. Koltuklan çıkıp inmekte usta olmuştur. Evdeki konuşmalara o da kendi kelimeleriyle, sözgelimi "baba", "anne", "hi", "hu" diye karışır.
Bu devrede konuş­maktan ziyade konuşulanları anlamada maharet gösterir. Oyuncaklardan daha çok insanlarla ilgilidir. El çırparak "cee" diye oynamaya bayılır. Bununla beraber oyuncakları­na da belli bir zaman ayırmaktan geri durmaz. Bu dönemde fizik gücü gerektiren oyunlardan çok hoşlanır. Özellikle oyu­nun içinde bir sürpriz olursa, örneğin örtünün altından ço­cuğun çok hoşuna gidecek oyuncağın çıkması gibi yahut ta kendisini kovalattırıp yakalanması gibi o takdirde onun zevki doruk noktasına ulaşır.
Babası çocuğu ile oynamak için ha­lının üzerine yere oturduğunda, çocuk sevinç çığlıkları ata­rak hayata büyük bir arzu ile bağlanacaktır. Psiko-sosyal ge­lişim için çocuk ile bu ve buna benzer fiziksel yaklaşımlar da gereklidir. Sadece tavır, davranışlar yeterli değildir. Çocukla oynamak onu kucaklamak öpmek de lüzumludur. Etrafında­ki insanların kendisi hakkında ne düşündüğünü kızgın olup olmadığını, şefkat derecelerini o kendine göre rahatlıkla iç dünyasında ölçebilir. Yani etrafındakilerin duygusal durum­larını sezmekte ustadır.
12'nci ayın sonlarına doğru çocuğun dünya hakkında­ki ilk düşünceleri şekillenmeye başlar. Bu dünyanın güveni­lir, emin bir yer olup olmadığını düşünür. Bu alanda ilk izle­nimlerini elde eder. Bu ileriki yıllarda devam edecek olan gelişimleri için temelleri oluşturacaktır. Ne yazık ki, çocukların psiko-sosyal gelişimlerinde çok önemli olan bu fırsatları kimi aileler hiç iyi değerlendirememektedirler.
Çocuğun ba­basının yerde halıya oturarak çocuğuyla burada yazıldığı şe­kilde birkaç dakika meşgul olması, olmayacak bir şey midir? Ne kadar basittir. Bunu her baba yapabilir. Ancak bu küçük fedakârlıklar dahi yapılamaz ise, onun sadece bedensel iyilik hali sağlığını bir bütün olarak garantiye alabilmemizde bü­yük noksanlıklar oluşturacaktır. Bu iyice bilinmelidir. Bu se­bepten başarılı anne ve baba olarak kalabilmek beceri iste­yen bir olaydır. Şu söz hiç unutulmamalı ve sık sık da hatır­lanmalıdır. "Her anne babanın çocuğu vardır, fakat her çocuğun anne ve babası yoktur." Yani sadece fizyolojik görevi yapıp çocuk sahibi olmakla iş bitmemektedir. Anne babası olan pek çok çocuğun anne babası yokmuşçasına on­ların sevgi, destek ve himayelerinden uzak bulunduğu hatır­lanırsa bu sözün güzelliği daha iyi anlaşılacaktır.
Anne ve baba çocuk için hayata açılan birer penceredirler. Çocuk bu pencereden daima iyi şeyler görebilmelidir. 12 nci ayın sonlarına doğru çocuğun dünya hakkındaki ilk düşüncelerinin şekillenmeye başladığını, bu dünyanın güve­nilir, emin bir yer olup olmadığını düşündüğünü hatırlatmış­tık. Birçok bebekler için cevap çok açıktır. Yaşamak (dünya­sal olaylar, hayat) zordur. Burada, dünyaya gelen ilk çocu­ğun, annesinden doğar doğmaz ilk hayat belirtisinin ağla­mak olduğu -çocuğun ağlayarak dünyaya gözlerini açtığı-gerçeği felsefî bir konu olarak düşünülmelidir. Çocuğun da­ha o dönemde hayatı sevmesinde anne baba çocuğa yardım edebilmelidir. Nitekim aynı dönemde çocuk kendisini büyü­tenlere karşı bu duyguların da tesiriyle büyük bir yakınlık duyar. Bu duyguyu iyi değerlendirmek lâzımdır. İşte çocuktaki bu duygudur ki onun ilerde yetişkin bir kimse haline gelmesine yardım edecek ve sırası geldiğinde de o da başkalarını büyütecektir.
Yetişmiş bir birey bir gün babasına şöyle der: "Babacığım senin hana yaptığın bun­ca fedakârlıkları hizmetleri ben nasıl ödeyeceğim bile­miyorum." Baba cevap vermiştir "Gayet basit evladım benim sana yaptıklarımı sen de çocuklarına yapacaksın ve böylece ödeşeceğiz." Evet, hayat budur. Böylece dünya yaşamını sürdürecektir.
Dünyamızın yaşının 5,5 milyar yıl tahmin edildiğini unutmamak gereklidir. Bunca yıldır bu yaş­lı dünyamızdan nice insanlar gelmiş ve geçmişlerdir. Bunca asırlar aile ve çocuk refahı alanında pek çok bilimsel gerçek­leri de ortaya çıkarmıştır. Bu bilimden ve bunca yılların tec­rübelerinden yararlanmak (tabiatı, ilimi sevmek ve bilmek, benimsemek) mutluluğa giden gerçek yol olarak karşımızda durmaktadır.
Çocuğun hayatında ilk adımlarla birlikte (yürümeye başlama girişimleri) onun için çok daha enerjik ve bağımsız bir devre başlamaktadır. O sonsuz gibi gördüğü enerjisini ve fikirlerini artık fizik yetenekleriyle bağdaştırmayı öğrenmeye başlamaktadır. Nispeten yumuşak başlı ve idaresi kolay olan bebeğin yerini şüpheci, enerjik ve horoz gibi çalımlı bir ço­cuk alır. Fakat büyüdükçe özellikle annesine olan gereksini­minin her yönden artacağı daima hatırlanmalıdır. Annesine ve ona en çok bakan kimseye bağımlığını görmek gerekir.
Çocuk artık kendisinin ayrı bir şahsiyet olduğunu kavramaya başlamıştır. O emeklemeye başlayınca annesinden madde­ten uzaklaşma, ayrılma imkânını bulur. Oyuncaklarını kendi kendine bulabilmesi kişiliğine olan güvenini artırır. Çocuk yürümeye başlamayla birlikte kendi hayatını daha belirgin yaşamaya başlar. Bu duygunun belirmesi onda hem büyük bir heyecan ve hem de bir korku yaratır. Çünkü bu devreye kadar çocuk daima annesini yanı başında bulmuş, onun ku­cağında kendisini emin ve iyi hissetmiştir. İşte bu karmaşık duygular içerisinde çocuk bu çağda hem annesinden uzaklaşmak ister ve hem de arkasına bakar bakmaz ona dönmek için bütün gücü ile koşar. Bunun için en iyi örneğini çocuk annesinden uzaklaştırılıp bir başka odaya götürüldüğünde onun büyük bir enerji ile annesinin bulunduğu odaya emek­lediği gözlenebilir. Zira kendisini birden bire yapayalnız bu­lur ve büyük bir heyecanla "güvene" annesinin yanına dön­meyi arzular. Görüldüğü gibi çocuk daha hayatının ilk yılla­rında psiko-sosyal yönlerden ne denli meşgul bulunmakta­dır.
Çocuğun ilk adımlarını attığı bu devrede onun annesi­ni kaybetmekten doğan korkusunu -çünkü o böyle bir kor­kuyu daima yaşar- azalttığımız takdirde çocuğun daha çabuk yürüyebilmesini sağlamış oluruz. Yürümenin annenin yanın­da uzaklaşmak olmadığı, ne kadar yürüyerek anneden uzaklaşırsa uzaklaşsın, annesinin daima onun yanında olacağı düşüncesinin ve inancının onda bulunabilmesi çok mühim­dir. Bunu anne çocuğuna hissettirebilmelidir. Annenin çocu­ğuna bakışı, tebessümü, ona sevgi dolu yaklaşımı bunun için çoğu zaman yeterli olacaktır. Ancak annenin bu konuda ka­rarlı, tutarlı olması çok mühimdir. Bir zaman değişik karak­terde tavır ve davranışı çocuğun yönlendirilmesinde istenil­meyen sonuçlar meydana getirebilecektir. Çocuğun anne ve babaya ihtiyacının büyük olduğu devrede, çocuğu sık sık ev­de yalnız bırakmak, onsuz seyahatlere çıkmak doğru değil­dir. Hatta diyelim ki çocuğun ameliyat olması gerekti, mümkünse bu işi bile geciktirmek daha hayırlı olacaktır. Çocuğun aile ilgisine büyük ihtiyacı vardır. Çocuk ile anne baba ara­sında ayrılık olacaksa, ayrılığın çocuğun üzerinde büyük iz bırakacağını bilmemiz, anlamamız ve hazırlıklı olmamız ge­rekmektedir.
Bu çağda çocuk annesine ne kadar ihtiyacı ol­duğunu yavaş yavaş şuurlu olarak anlamakta bir yandan da annesinin yardımı olmadan dünyasını kendi idare etmek is­temektedir. Kapı tokmağına bile yetişemediği halde, o bü­tün kapıları açmak ister. Bir merdiven görünce dayanamaz, başına gelebilecek kazayı düşünemeden tırmanmaya çalışır. Babası araba kullanırken, sanki kendisi de sürmek istercesi­ne onun direksiyonuna sarılır. Bu devrede anne babaların en mühim problemi çocuğun hareketlerinde ne dereceye kadar serbest bırakılması konusu ve yasakların tespiti ola­caktır. Bunun cevabı şudur: Çocuğu kazalardan ve türlü teh­likelerden korumak şartıyla onu hareketlerinde serbest bı­rakmak lazımdır.
Küçük, ehemmiyetsiz sayılabilecek zararları da hoşgö­rü ile karşılayabilmelidir. Bunun için en iyisi onun evin bir yerinde köşesi veya en iyisi odasının olmasıdır. Ev eşyaları­na verebileceği zararları -kirletmek, sütünü dökmek, bardağı devirip kırılmasına sebep olmak vd. -düşünerek bu yönde de tedbir alınmalıdır.
Ancak pek çok anne-baba ev temizliğine, tertibine, görünümüne çocuğun eğitiminden çok daha fazla ehemmiyet verir. Ev dağınık durmasın, eve gelenler pırıl pı­rıl görsün diye, her tarafı en nadide eşyalarla süslemek isterler. Çocuğun yaşayacağı oda ve yer de bunlar arasındadır. Sanki çocuk orada bir tablo gibi dursun istenir. Çocuğun burada sayılan büyüme özelliklerine uygun bir yaşantının te­min edilebilmesi onun ileride kuvvetli fikir yapısına sahip başarılı bir kimse olmasında pek önemlidir.
 Hiçbir şey vardan yok olmaz, yoktan da var olmaz. Bu ünlü söz unutulmamalıdır. Başarısız, yeteneksiz nice bü­yüklerin psiko-sosyal anamnezinde ilk çocukluk yıllarının kö­tü yönlendirilmesinin rolü açıkça görülmektedir çoğu kez. Ancak tekrar belirtmek isteriz ki, küçüğün kendini ve başka­larını tehlikeye sokacak (hastalık, sakatlık vb.) onun başıboş bırakılması rehberlik ile hiç alâkalı değildir yapılmamalıdır. Rehberlik onu kendi haline itivermek değildir. Onu tanıyıp, onun psiko-sosyal gelişimlerini kolaylaştıracak yaklaşımlarda bulunmaktır.
Bir de şu tehlike vardır: Eğer ebeveyn çocuk hareket­lerini çok kısarsa, isteklerini elde etmek için mücadele et­mek gereğine inanacak ve sonunda isteklerinin olması için anne-babayla mücadele ede ede, giderek asi olacak yahut anne-baba üzerinde bu yolla başarılı olamazsa kendisine olan tüm güvenini kaybederek kararsız bir çocuk haline ge­lecek ve atacağı her adımda anne ve babasının desteğini bekleyecektir. Yani korkacak, sinecek ve bir bakıma kendi iç dünyasında yenilgiye uğrayacaktır. Bir savaş olmasını ar­zu etmeyiz. Yenen de olmasın yenilen de. Çünkü savaş olunca eninde sonunda bir yenen ve bir de yenilen bulunur. Oysa savaş olmazsa, buna meydan verilmezse, böyle bir so­run da doğmaz. Öyle ise, buna dikkat etmek lazımdır.
Savaş olur anne-baba hakim gelirse, çocuk yukarıda yazdığımız gi­bi sinecektir, anne-babanın daima desteğini arayacaktır vb. Eğer çocuk yenerse de, o zaman anne-babanın çocuk üze­rinde esasen olması lâzım gelen otoritesi sarsılacak, daha önemlisi, çocuğun anne-baba imajı istenildiği gibi olmaya­caktır. ‘Over protection’ denilen üzerine fazla titreme halinde görülen tipik örnekler burada doğabilir, halkın şımarık ço­cuk dediği tip meydana çıkar.
Doğru yol çocuğa ilk günlerde gösterilmiş olan şefkat ve dostluk yine aynı şekilde devam edecek olursa, çocuğun kendine ve dünyaya olan güveni her gün biraz daha artacak­tır.
İlk çocukluk yıllarının psiko-sosyal izlerinin bireyin ya­şamı boyunca silinmez izler bıraktığı daima hatırlanmalıdır. Bir teyp bandı düşünelim ki, bu dolmaktadır ve sonra da do­lan sesler duyulacaktır. Haliyle de işitilecektir. Banda senfo­nik müzik kaydetmişsek, oradan senfonik müzik dinleyece­ğiz demektir. Onun yerine Klasik Türk musikisi dinlemeyi beklememeliyiz. Bu örnek çocuk için düşünüldüğünde belki biraz mübalağalı, fakat gerçeklerle doludur. Dünya yaşantısı, ekilenin biçildiği bir ortamdır.

3 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ

 3 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ
3 yaş ben merkezcilik ve inatçılık özelliklerinin görüldüğü zorlu bir dönemdir.
3 yaştaki çocukların en sevdikleri kelimelerin "hayır", "ben", "ben yapacağım" olduğu görülebilir. İnatçı ve kararlı tutumları, isteklerine "hayır" dendiğinde geçirilen öfke nöbetleri ve ağlama krizleri hep bu dönemin karakteristik özellikleridir. Genelde 2,5–3 yaş civarındaki tüm çocuklarda bu davranışların zaman zaman gözlenmesi çok doğaldır. Yine bu yaş grubundaki çocuklar, okula başlayarak birey olma yolunda çok ciddi bir adım atmış olurlar. Artık onlarında kendilerine ait bir dünyaları vardır. Buna paralel olarak gittikçe daha çok sosyalleşir, zihinsel olarak gelişir ve kelime hazineleri hızla gelişir.
Bu yaş grubu "paralel oyun" denilen dönemdedir. Yani birbirleriyle oyun kurmaktan çok, oyuncağa yönelik oyunlar oynarlar. Diğer arkadaşları ile ancak elindeki oyuncak alındığında ilişki kurarlar. Zaman zaman paylaşma konusunda yaşadıkları zorlukları arkadaşlarına fiziksel zarar verme boyutuna da taşıyabilirler (vurma, bağırma, ısırma vb.). Aslında 2,5–3 yaş grubunda, bu tür durumlarda yaşanan doğal tepkilerdir.
Bu döneme, "Özgürlüğe karşı birin­ci atılım", "Birinci kaprisler çağı", "Egosantrik dönem", "3 yaş bunalım dönemi" gibi isimlerde verilmektedir. Çocuk, ego'sunu, yani benliğini bu dönemde keşfeder. Bu keşfin iyi olmadığı, başarılı atlatılamadığı durumlarda halkın egoist dediği, bencil bir tip ortaya çıkması çok doğaldır. Ortaya çıkan daha sonra giderilebilmesi ancak uzman yardımlarıyla o devrede veya daha sonraki ay ve yıllarda derinlemesine çalışılarak mümkün olabilmektedir.
3 yaş civarındaki çocuklar artık kendi öz bakımlarını karşılayabilecek birçok beceriye sahiptirler. Eğer fırsat verilirse yemek yemek, giyinmek soyunmak, temizlik gibi birçok ihtiyaçlarını kendileri karşılayabilirler. Başkalarına isteklerini belirtecek ve sosyal ilişki kurabilecek dil gelişimi düzeyine sahiptirler. Kendilerine söylenenleri, yönergeleri dinleyebilecek ve anlayabilecek yeterliliktedirler. Diğer çocuklarla oynayabilecek sabrı ve işbirliğini gösterebilecek olgunluktadırlar. Yani bu yaş çocuğun sosyal bir grubun parçası olmaya en hazır olduğu yaştır. Çocuklar genellikle 3 yaşlarında yuvaya gidebilecek olgunluğa erişirler. Anneye olan bağımlılığın yerini kendine güven almaya başlar.
Henüz tam anlamıyla anneden ayrışmamış da olsa verilecek desteğe bağlı olarak çocuk ilk kez anneden kopup uzunca bir süre başka bir sosyal ortamda kalabilecek olgunluğa erişmiştir. 3 yaş önemli bir geçiş sürecidir. Bu dönemde “ben ve başkaları” kavramı gelişir. İhtiyaçlarını geciktirmeyi öğrenir. Paylaşmayı ve grupla oynamayı ve basit kurallara uymayı bu yaşta başarabilir.
Bu dönemde ailenin tavrı çok önemlidir. Bu birey olmaya geçiş sürecinde çocuğun bazı taleplerini karşılarken bir parça geciktirmek, paylaşabildiğinde ve kurala uyduğunda ödüllendirmek çocuğun ben merkezcilikten kurtulmasında etkili olacaktır. Birçok oyunu ve aktiviteyi sürdürebilecek sabrı olan 3 yaş çocuğu yine de hala bir sorumluluğu uyarısız sonuna kadar sürdüremeyebilir.
3 yaşını dolduran çocuklar hem fiziksel hem de zihinsel özellikleri bakımından oldukça gelişmiş durumdadır. Hareket koordinasyonları çok artmıştır. Bedenlerini yetişkinlerin yapabildikleri birçok için rahatlıkla kullanabilirler. El becerileri oldukça gelişmiştir. Kalem kullanmaya, çizgiler çizmeye başlarlar. Dış dünyaya ve olgulara ilişkin sorular sorarlar ve çok meraklıdırlar. Sosyal anlamda çok gelişmiştirler. Başka çocuklarla bir arada olmaktan keyif duyarlar. Kendi isteklerinin yerine getirilmesi konusunda ısrarcı olduğunda grup tarafından kabul görmediğini fark etmeye başlar. Onlarla birlikte olmak için zaman zaman onların isteklerine de cevap vermesi gerektiğini öğrenir.
Özellikle bu dönemde çocuk çevresindeki yetişkinlerin sorun çözme biçimlerini taklit eder. Yani bir problem çıktığında anne ve babası saldırgan davranıyorsa çocuk da benzer durumlarda saldırgan davranmayı öğrenir. Saldırganlık çok küçük yaşlardan beri öğrenilen bir tutum olmakla birlikte özellikle bu yaşlarda taklit çok fazla görülür. Anne-babaların özellikle bu dönemde çocuğun sosyal yönünü geliştirecek bir tavır içinde olmaları önemlidir. Ayrıca zihinsel gelişimi için çocukların sorularına uygun ve doğru yanıtlar bulmaları, öğrenme isteklerinin kırılmaması açısından önem taşımaktadır. Ayrıca bu dönemde çocukların çok hareketlenirler ve tehlikelere maruz kalma olasılıkları da artar. Kazaların en fazla rastlandığı yaş 4 yaş civarıdır. Bu nedenle de anne babaların çok dikkatli olmaları gerekmektedir. Burada çocuğu hem korumak hem de birçok şeyi denemesine fırsat vermek oldukça zor bir ayaradır. Genellikle çocuğun güvenliği ön planda tutulmaktadır. Oysa çocuğun yaşam deneyimiyle öğreneceği şeylerin de hem zihinsel, hem fiziksel hem de duygusal gelişim açısından önemi çok büyüktür.

3 Yaş Çocuğuna Yaklaşım Nasıl Olmalı?
3 yaşındaki çocuk elinden gelse dünyayı keşfetmeye ça­lışır. Kırılabilecek şeyleri kırmaya, kalemlerle bir yerleri çiz­meye ihtiyacı vardır. Buna göre bir oda veya köşe hazırlan­ması evde çocuk için faydalı olur. Çocuğu bütün bunlarda tecrübe sahibi olmasında kontrolümüz dahilinde serbest bı­rakmalıyız.
Çocuk bu çağda (2,5–4 yaş) çevreden ve aileden çözülerek daha özgürlükçü bir tavır benimser. Amaç ileride tek başına hayatını yaşayabilecek hale gelmesidir. Bunun ilk sınavı bu dönemde verilmektedir.
Bu dönemin bir diğer adı da "ilk karşı koyma bunalım dönemi"dir. Bu nedenle çocuk kendisine vasilik edenlere karşı koyma­dan rahat edemez. Bunun da sebebi şudur: O kendi kuvveti­ni tanıyacaktır. Kendi öz kuvvetini deneyecektir. Kendini kabul ettirmeye çalışacaktır. Daha ileriki yıllarda geçireceği, ikinci bunalım dönemi için güç toplayacaktır. Sosyal benliği keşfetme buhranı, bunun için daha şimdiden kendisine ce­miyette bir yer temin etme sancılarını halledebilmek için ze­minler hazırlamakla meşguldür.
Anne ve babanın çocuğun eğitiminde aynı paralelde olmaları ciddi bir sorundur. Yani aynı bilgileri birlikte bilmeli ve uygulamalıdırlar. Görüş ayrılıkları varsa bunlar uygun şe­killerde biran önce ortaya konulup giderilmelidir yoksa bundan sadece anne baba değil çocuk da çok örselenecektir. Çocuğun psiko-sosyal özellikleri ve başarılı bir uyu­mun esasları konusunda anne ve babanın fikir birliği içeri­sinde olmaları, aile ve çocuk mutluluğu açısından aşılması gere­ken ilk aşamadır.
Çocuğun normal gelişimi açısından gürültü etmesi bir gereksinimdir. Fazla sessiz çocuklar, çok hareketli çocuklardan daha çok endişe uyandırmalıdır. Rehberlik her şeyden önce sevgi, tolerans, otorite, sabır ve inanma işidir. Çocuğa anne ve babasından istediği psiko-sosyal hakları sevgi vb. verildiği zaman, ondan da bazı şeyler istemek ve almak daha kolaylaşır. Örneğin otoritemize itaati gibi. Nite­kim gerçek sevgi ve tolerans görmüş çocuklar anne ve babalarının otoritelerini daha rahatlıkla kabul ederler ve onlara itaat ederler. Çocuk üzülüyor, ağlıyor diye onun iyiliği için ondan beklediğimiz işleri yapmıyorsa, söz tutmuyorsa, bu istediklerimden  vazgeçmek, çocuğun işlerini ağlayarak yaptırabileceğine dair onda bir kanı oluşmasına sebep olur.
Bu nedenle çocuktan bir şeyler isterken bunla­rın istenebilecek şeyler olup olmadığı konusunda önce iyi karar verip ondan sonra kararlı olarak onu uygulamamızda büyük yararlar vardır. Örneğin bu dönem bunalımı içerisin­de olan çocuğun televizyon seyredip seyretmemesi konu­sunda verilmiş ciddi ve tutarlı karar alınmalı ve istikrarlı bir şekilde uygulanmalıdır. Birbirini çelişkiye düşüren davranışlar çocuğu da, aileyi de mutsuzluğa götürür. Çocuğu eğitenlerin bir süre sonra çocuk karşı­sında etkisiz hale gelmeleri bundandır.
Yetişkinler, çocuğun akrabaları ve diğer sosyal çevre bireyleri, çocuğu yola getirmek veya ona karşı yeterince et­kili olabilmek için ne kadar araya girerlerse, çocuğun karşı koyma tepkileri de o nispette çok şiddetli olur. Çocuğun kaprisleri giderek artar. Anne-baba burada esastır. Diğer sosyal çevre bireyleri anne-babanın otoritesini çocuk üzerin­de sarsacak davranışlardan sakınmalıdırlar.
Çocuğun kaprisleri karşısında yapılabilecek en iyi ha­reket tarzı, çocuğun tehlikesizce yapabileceği şeyleri yapmasına izin vermek, öte yandan da kaprislerini görmezlikten gelmektir. Suçları karşısında veya yapması lazım ge­len işlerinde sarsılmaz bir sesle ve sakinlikle onu eğitmek gerekir.

GELİŞİM ALANLARI
MOTOR GELİŞİMİ
▪     Merdivenden yukarı ayak değiştirerek çıkar ve aşağı inerken her basamakta iki ayağını bitiştirir.
▪     Alt basamaklardan atlayabilir.
▪     Koşarken ve büyük oyuncakları itip çekerken önüne çıkan engelleri aşabilir, köşeleri dönebilir.
▪     Pedalları kullanarak üç tekerlekli bisiklete binebilir.
▪     Parmak ucunda durabilir ve yürüyebilir.
▪     Ayak bileklerini çapraz koyarak oturabilir.
▪     Her iki elini işbirliği içinde ustaca kullanabilir.
▪     Yumuşak materyallere elleriyle şekil verir.
▪     Atılan topu yakalar ve karşısındakine top atar.
▪     Makas kullanabilir.

BİLİŞSEL ve DİL GELİŞİMİ
▪     Konuşurken ses tonunu duruma göre değiştirebilir.
▪     Adını, soyadını, cinsiyetini ve yaşını söyleyebilir.
▪     Öyküleri büyük bir dikkatle dinler.
▪     Bildiği birkaç çocuk şiirini ezbere okuyabilir.
▪     10’a kadar ya da daha fazla ezbere sayabilir.
▪     1–3 arası rakamları tanır.
▪     Ana renkleri tanır.
▪     Basit emirleri yerine getirir.
▪     Nesnelerin isimlerini söyler, eşleştirme yapabilir, ayırt edebilir.
▪     Bedeninin parçalarını bilir.
▪     'Ne’, ‘nerede’, ‘kimle’ başlayan pek çok soru sorar.
▪     Müzik eşliğinde şarkı söyler.

SOSYAL ve DUYGUSAL GELİŞİMİ
▪     Oyun sırasında kendi kendine konuşma giderek azalır ve yerini başkalarıyla konuşma alır.
▪     Oyunlarda yetişkinleri taklit eder.
▪     Duygularını sözel ifadelerle açıklar ve duygularının nedenlerini söyler.
▪     Gerekli durumlarda paylaşma davranışı gösterir.
▪     Gerekli durumlarda yetişkinlerden yardım ister.
▪     Yaptığı işlerde yetişkinlerden onay ister.
▪     Hatırlatmalarla grup kurallarına uyar.
▪     Başka çocuklarla uyum içinde oynayabilir.

ÖZBAKIM BECERİLERİ
▪     Yemek yerken kaşık ve çatalı rahatça kullanabilir,
▪     Ellerini yıkayabilir ancak tam olarak kurutamaz.
▪     Burnunu mendille siler.
▪     Dişlerini fırçalar.
▪     Bağcıksız veya spor ayakkabısını çıkarır.
▪     Çok küçük olmayan düğmeleri açar.
▪     Yemek masasının hazırlanmasına ve toplanmasına yardım eder.
▪     Tuvaletini yardımsız yapar.
▪     Oyuncaklarını toplar.
▪     Pantolonunu ve şortunu indirebilir ve yeniden çekebilir ancak düğme ilikleme ve fermuar çekmede yardıma ihtiyaç duyar.

▪     Ev işleri, bahçe işleri, alış-veriş gibi etkinliklerde yetişkine yardımcı olmaktan çok hoşlanır.

4 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ ve YAŞA UYGUN AİLE TAVRI

4 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ ve YAŞA UYGUN AİLE TAVRI
4 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ
3 ve 4 yaş, içinde barındırdığı ben merkezcilik ve inatçılık özelliklerinden dolayı oldukça zorlu bir dönemdir. Bu iki baskın özellik 4 yaş civarında biraz daha azalsa da bu yaş dönemlerinin en karakteristik iki özelliğidir. 4 yaşına gelen çocuklar "kooperatif oyun" denilen döneme girerler, yani birlikte oynayıp, oyun kurup, yaşadıklarını oyunlarına yansıtabilirler.
3 yaşa kıyasla daha sakin ve uyumlu bir döneme girerler. Bu yaş grubunun en önemli özelliği meraktır. "Ne, nedir, niye?" tarzındaki soruları ardı arkasına sorabilirler. Detaycı ve araştırmacıdırlar. 3 yaşa oranla son derece gelişmiş kelime hazineleri vardır. Hayal güçleri çok iyi çalışır ve bunu oyunlarında çok güzel kullanırlar. Bu dönemde yaşanabilecek en karakteristik sorun gece uyanmaları ve gece korkularıdır. Yaratıcılık gerektiren her türlü aktiviteden (ritim çalışmaları, drama, resim vb.) çok hoşlanırlar.
4 yaş çocuğu isteklerinin anında yerine getirilmemesini anlayışla karşılamayı öğrenmeye başlar. O artık kendi dışındaki dünyanın kuralları olduğunu ve başkalarının hak ve istekleri olduğunu görür ve beklemeyi öğrenir. Buradaki temel ilke, çocuğun isteklerinin bazılarına er geç kavuşacağına inanmasıdır.
Bu dönemde çocuk kendisiyle oynayacak bir ya da iki arkadaşını seçmeye başlar. Önceleri seçtiği oyun arkadaşları her iki cinsten olabilir. Ancak okula girmeye hazırlandığı sırada çocuk, oyun arkadaşlarını kendi cinsinden seçmeye özen gösterir. Çünkü sosyal baskı nedeniyle kendi cinsine uygun oyunlar oynamayı öğrenmelidir.
4 yaş çocuğu değişken bir görünüm sergiler. Genellikle yarım bırakılan bir şeye karşı duyarsızdır. Sorgu çağı 4 yaşında en yüksek düzeye ulaşır. 4 yaş çocuğu hareketlidir. O enerjik olan tırmanma, sıçrama, atlama, hızla bisiklet sürme ve takla atma gibi tüm bedensel etkinlikleri sever.

4 Yaş Çocuğuna Yaklaşım Nasıl Olmalı?

Beslenme:
▪     Bu yaştaki çocuğun iyi beslenme alışkanlıkları kazanmasında ailece yenen yemekler önemlidir, bu alışkanlıklar ömür boyu devam edecektir.
▪     Onun yemesini istediğiniz gıdaları siz de yiyerek çocuğa iyi örnek oluşturmalısınız.
▪     Ona yemek hazırlamada, sofra kurmada ufak görevler verebilirsiniz.
▪     İştah konusunu problem haline getirmeyin, acıkınca yiyeceğine inanın.
▪     Sevdiği ve sevmediği gıdalar olabilir ve bunlar sık sık değişebilir.
▪     Bir gıdayı reddederse ısrar etmeyin, bir süre sonra farklı bir şekilde tekrar deneyin.
▪     Yemeğini yemeyince aç kalmasın diye abur cubur vermeyin.
▪     Gıdayı ödül veya ceza olarak kullanmayın.


Tuvalet eğitimi:
3 yaş çocukları halen gece ve gündüz bez kullanıyor olabilirler. 4 yaşta ise, bazıları halen gece beze gerek duyarlar. Bunun için onu suçlamayın veya utandırmayın, her çocuğun bezden kurtulma yaşı farklıdır. Her olumlu gelişmede memnuniyetinizi belirtmeyi unutmayın.



Güvenlik:
▪     Oyun parkında gözetim altında tutun.
▪     Araba yolculuklarında uygun şekilde bağlandığından ve kapıların kilitli olduğundan emin olun.
▪     Evde silah bulundurmayın.
▪     Ateş ve kibritle oynamamayı öğretin, kibritleri ulaşamayacağı yerde tutun.
▪     İlaçları ulaşamayacağı bir yerde ve kilit altında tutun.
▪     Banyoda ve sudayken asla yalnız bırakmayın.

Disiplin:
▪     Kurallar ve yasaklar konusunda tutarlı olun.
▪     Ondan ne istediğinizi açıkça anlatın ve iyi davranışlarını övün.
▪     İstenmeyen davranışların neden istenmediğini anlatıp açıklayın.

Gelişimi Nasıl Destekleyebilirsiniz?
▪     Kum, su, toprakla oynamasına izin verin.
▪     Parmak boyası yaptırın.
▪     Oyun hamuru ile oynatın.
▪     Masayı kurmaya yardım ettirin.
▪     Cisimlerin adlarını, renklerini söyleyin.
▪     Parçaları bir araya getirip bir şeyler yapacağı oyuncaklar ( lego, küpler gibi) alın.
▪     Sorularını cevaplandırın.
▪     Yeni kelimeler öğrenmesine yardım edin.
▪     Öyküler, masallar okuyun.
▪     Televizyon izlemeyi kısıtlayın.
▪     Başka çocuklarla bir araya getirin.
▪     Değişik ortamlarda bulunmasını, yeni arkadaşlarla tanışmasını sağlayın.
▪     Bu dönemde çocuklarla konuşurken tam ve düzgün cümleler kurmaya özen göstermek gerekir.
▪     Çocukların sorgu çağını yaşadıklarının bilincinde olarak tüm sorularını sabırla yanıtlamak gerekir.


GELİŞİM ALANLARI
PSİKOMOTOR GELİŞİM
▪     Ayak değiştirerek büyük bir rahatlıkla merdivenlerden inip çıkabilir,
▪     Beden hareketlerini istediği gibi ustalıkla yönlendirebilir,
▪     Merdivenlere ve ağaçlara tırmanabilir,
▪     Parmak ucunda durabilir, yürüyebilir ve koşabilir,
▪     Üç tekerlekli bisiklete binmede ustalaşmıştır,
▪     Dizlerini kırmadan yerdeki nesneleri alabilir,
▪     Topu atma, yakalama, zıplatma, tekmeyle vurma gibi becerileri içeren top oyunlarını gerçekleştirebilir,
▪     Küçük tahta boncukları ipe dizebilir,
▪     Kalemi yetişkin gibi tutar ve başarıyla kullanır,
▪     Makasla düz ve dairesel çizgileri çizebilir.
▪     Şekilleri sınırları taşırmadan boyayabilir.
▪     Ritme uygun dans edebilir.
▪     Yumuşak materyallere çeşitli araçları kullanarak şekil verebilir.

BİLİŞSEL ve DİL GELİŞİMİ
▪     Yakın geçmişteki olayları, olup bitenler arasında ilişki kurarak anlatabilir,
▪     Ev adresini söyleyebilir.
▪     Nesneleri ismini söylediği nesneye dokunup nesne-sözcük arasında birebir eşleme yapabilir.
▪     Şakalardan, fıkralardan zevk alır, uygunsuz sözlerden, ifadelerden ve argodan hoşlanır.
▪     Özellikleri belirtildiğinde vücudunun kısımlarını gösterebilir.
▪     Etkinlik süresince dikkatini toplayabilir.
▪     Üç nesneli ve davranışları emirleri yerine getirebilir.
▪     Resimleri mantıklı bir şekilde açıklayabilir.
▪     Tek başına 3–4 mısralık basit şarkıları söyleyebilir.
▪     1-5 arası rakamları tanır.
▪     Nesneleri özelliklerine göre gruplar.
▪     15’e kadar ritmik sayabilir.
▪     Düzgün ve tam cümleler kurabilir.
▪     Yedi kelimeden oluşan cümleleri kurabilir.
▪     Geçmiş şimdiki ve gelecek zamanları doğru olarak kullanabilir.
▪     Yakın zamanda yaşanmış olayları anlatıp, olaylar arasında ilişki kurabilir.
▪     Ev adresimi söyleyebilir.
▪     Kaç yaşında olduğunu söyleyebilir.
▪     Sürekli olarak "neden, ne zaman, nasıl" gibi sorular sorabilir.
▪     Kelimelerin anlamlarını merak ederek ne olduğunu sorabilir.
▪     Gerçekleri hayallerle karıştırarak hikâyeler anlatabilir.
▪     Artık konuşmalarında bebeksi konuşmalara yer vermez veya çok az konuşur.

SOSYAL – DUYGUSAL GELİŞİM
▪     Genelde çok daha bağımsız ve oldukça inatçıdır; kendi isteğiyle hareket eder,
▪     İsteklerine karşı gelindiğinde, yetişkinlere uygunsuzca, kaba bir üslupla konuşabilir ve oyun arkadaşlarıyla kavga edebilir,
▪     Evin dışında işe yarar her türlü malzemeyle bir şeyler üretmeye, oluşturmaya çalışarak yaratıcılığını sergiler,
▪     Dramatik oyunu ve çeşitli giysiler giyip kılıktan kılığa girmeyi çok sever; sıklıkla bu oyunları oynamayı tercih eder,
▪     Paylaşma ve oyun sırasında sıra bekleme anlayışı gelişmiştir,
▪     Küçük kardeşlerine ilgi gösterir sevgiyle yaklaşır,
▪     Duygularının sonuçlarını söyleyebilir,
▪     Yeni ve alışılmamış durumlara uyum sağlar,
▪     Başkalarının konuşmalarını kesmeden dinler,
▪     Grup kurallarına uyar,
▪     Gerekli durumlarda arkadaşlarından yardım ister ve onlara yardım eder.

ÖZBAKIM BECERİLERİ
▪      Yemek yerken çevresini temiz tutmaya dikkat eder,
▪      Uygun giyeceği seçer,
▪      Giyeceklerini doğru şekilde giyer,
▪      Ayakkabısının bağcığını açar,

▪      Küçük tuvalet temizliğini yardımsız yapabilir.

5 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ ve YAŞA UYGUN AİLE TAVRI

5 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ ve YAŞA UYGUN AİLE TAVRI
5 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ
İlk çocukluk evresinin düğüm noktasını, aile ve çocuk için "altın yaş" olarak nitelendirilen 5 yaş oluşturur. Daha bilgili ve olgun bir birey görünümünde olan 5 yaş çocuğu, çevresine karşı dostça bir yaklaşım içindedir.
En belirgin özellikleri arasında, yeterli ve dengeli oluşu gelmektedir. 5 yaşındaki çocuk, yeteneklerinden en iyi biçimde yararlanmak ister; hak ettiği sorumluluk ve ödüllere biraz olsun sahip olmaktan hoşlanır. 5 yaş çocuğu, yaşadığı kültür çevresine uyum göstermeyi, başarılı bir kontrolle gerçekleştiren çocuktur. Bu özellikleriyle 5 yaş çocuğu, yüksek derecede toplumsallaşmış bir birey görünümündedir.
4 yaş çocuğu, yarım bırakılan bir şeye duyarsızken 5 yaş çocuğu başladığını bitirmeyi sever. O, artık daha çabuk karar verir. Kas hâkimiyeti gelişmiştir, düzenli cümleleriyle insanlarla olan kişisel ve sosyal ilişkileri artmıştır.
Bunun yanı sıra kendine ilişkin düşünceleriyle ailesine, okula ve topluma uyumu belirgin bir biçimde artmıştır. Ne kendisi, ne de çevresiyle çelişki halindedir. Kritik durumlarda soğukkanlı olmayı başarır. Güven duygusu ve soğukkanlılık 5 yaş çocuğunun övülecek yapısını açıklar. Dikkatlidir. Kendi kendini eleştirir. Fakat kendine güveni de vardır. Söylenenlere inanır ve uyar, belleği güçlüdür.
Kısaca 5 yaşındaki çocukta, motor dengenin, düşüncenin, bireysel-toplumsal ilişkilerin, benlik kavramının; evde, okulda ve toplum içinde uyumun daha belirli olduğu görülür.

5 Yaş Çocuğuna Yaklaşım Nasıl Olmalı?

Beslenme
▪   Artık çocuğunuzun sevdiği ve sevmediği gıdalar belirlenmiştir.
▪   Sağlıklı, besleyici öğün ve ara öğünlerle gereksinimlerini karşılamasını sağlayın.
▪   Kahvaltı öğününü atlamasına izin vermeyin, kahvaltı alışkanlığı kazandırın.
▪   Yemek saatleri, ailenin bir araya geldiği huzurlu zamanlar olmalı, çocukta iyi anılar bırakmalıdır. Yemekleri TV karşısında yemeyin.
▪   Büyümesine katkısı olmayan, gereksiz kalori içeren gıdalardan çocuğunuzu uzak tutun.
▪   İyi beslenme alışkanlıklarıyla çocuğa örnek olun.
▪   Gıda seçiminde, yemek hazırlığında yardım etmeyi çoğu çocuk zevkle yapar, işin içine katıldığı zaman daha zevkle de yiyecektir.

Disiplin
▪     Ona koyduğunuz sınırlar konusunda kararlı ve tutarlı olun.
▪     İyi davranışlarını övün, takdir edin.
▪     Onu başkalarının yanında eleştirmeyin.
▪     Doğru ve yanlış davranışların neler olduğunu öğretin.
▪     Oyun sırasında kurallara uymasını isteyin.

Televizyon
▪     Aşırı televizyon izlemenin çocuklar üzerindeki olumsuz etkisi iyi bilinmektedir. Bunu engellemek ve TV kumandasına kumanda etmek anne babanın sorumluğundadır.
▪     TV bağımlısı olan çocuklar, fiziksel aktivite ve arkadaşlarla oyuna, daha az zaman ayırmakta, daha kilolu olmaktadırlar. İzledikleri reklâmlarda gördükleri zararlı ürünleri tüketerek kötü beslenme alışkanlıkları kazanmaktadırlar. Bu çocuklarda şiddete eğilim ve kötü alışkanlıklar daha sık görülmektedir.
▪     Anne babalara düşen görev, çocuğun TV karşısında geçirdiği süreyi kısıtlamak, TV izlerken onun yanında olup gerekli açıklamaları yapmak, boş zamanlarını değerlendireceği başka alanlara çocuğu yöneltmektir.

Güvenliği
▪     5 yaş çocuğu artık daha çok şeyi kendi başına yapmayı öğrenmektedir, fakat güvenliğini sağlamada halen desteğe ihtiyacı vardır, henüz tehlikeyi değerlendiremez.
▪     Güvenli bisiklete binebileceği yerleri gösterin, işlek cadde ve sokaklarda bisiklete binmesine izin vermeyin. Başına kask giymesini sağlayın.
▪     Yaya geçidinden karşıdan karşıya geçmeyi öğretin.
▪     Arabada emniyet kemeri bağlamadan yolculuk etmesine izin vermeyin. Ön koltukta yolculuk etmesine izin vermeyin.
▪     Hareket halindeyken aracın kapılarını kilitli tutun.
▪     Ateşle, kibritle oynamamayı öğretin. Bunları ulaşamayacağı yerlerde tutun.
▪     Yalnızken yüzmesine veya suyun yakınında oynamasına izin vermeyin.
▪     Asla çocuğu evde yalnız bırakmayın.
▪     Yabancı hayvanlarla oynamamasını, onları kızdırmamasını öğretin.
▪     Size ulaşabileceği bir telefon numarasını öğretin.
▪     Yabancılarla bir yere gitmemesini öğretin.

GELİŞİM ALANLARI
PSİKOMOTOR GELİŞİMİ
▪     Parmak ucunda yürüyebilir.
▪     Üç tekerlekli bisikleti iyi kullanır.
▪     Kalemi iyi kullanır.
▪     10 veya daha fazla küpten kule yapabilir.
▪     Dişlerini fırçalayabilir.
▪     Yumuşak materyallere parmak uçlarını kullanarak şekil verir.
▪     Plastik çivi tahtasına plastik çivileri takar ve söker.
▪     Makasla karmaşık şekilleri keser.
▪     Yatay, dikey, zikzak, eğik ve dalgalı çizgiler çizer.
▪     İp atlayabilir.
▪     Kâğıdı çeşitli şekillerde katlayabilir.
▪     Daire, üçgen, artı gibi şekilleri kopya edebilir.
▪     Üç veya daha fazla parçadan oluşan insan resmi çizebilir.
▪     Ev işlerine ufak çapta yardım edebilir.

Öğrenmesini nasıl desteklersiniz?
▪     Boyama, kesme, yapıştırma içeren el işleri yaptırın
▪     Hayal gücüne dayalı oyunları destekleyin.
▪     Fiziksel egzersize dayalı oyunlar oynatın.
▪     Küplerle, legolarla kuleler, evler inşa etmesini sağlayın.
▪     Kendi kendine giyinmesini destekleyin.
▪     Kır gezileriyle doğayı tanımasına yardım edin.


BİLİŞSEL ve DİL GELİŞİMİ
▪     5 yaş çocuğu her şey arasında her türlü ilişkiyi kurabilir,
▪     Parçayla bütünü aynı zamanda düşünemez,
▪     Zihinsel kıyaslama yapamazlar,
▪     Eylemlerinde, düşüncelerinde, bakış açılarında ben merkezcidir, toplumsal yönelim tam biçimini ancak 7–8 yaşlarında alır
▪     İşlem öncesi çocuk, başkalarının görüşüyle; dünyanın ne olduğunu düşünmez,
▪     Mantık henüz gelişmemiştir,
▪     Her şeyi kendine göre değerlendirdiği bu düşünce çağında çocuk ‘bazı’ ve ‘hepsi’ ayrımını yapamaz,
▪     Konuşması oldukça akıcıdır, dil bilgisi kurallarına uyan ifadeler içerir,
▪     Ezbere şiir okumaktan ya da çocuk şarkıları, çeşit çeşit tekerlemeler söylemekten hoşlanır,
▪     Kendine öykü okunması veya anlatılması çok hoşuna gider, sonradan kendi başına öyküyü tam ayrıntılarıyla oyununda canlandırır,
▪     Somut isimleri nesneyi kullanarak tanımlar,
▪     Şaka, fıkra, bilmece ve tekerleme gibi söz oyunlarından zevk alır,
▪     20’ye kadar sayabilir.
▪     0–9 rakamlarını tanır.
▪     Eksik çizilmiş insan resmini tamamlar.
▪     Problem çözme becerileri gelişir.
▪     Sağ-sol, önce-sonra, sabah-öğle-akşam, dün-bugün-yarın kavramlarını bilir.
▪     Eş ve zıt anlamlı sözcüklere örnekler verir.
▪     Temel renkleri bilir.
▪     Bazı basit kelimeleri açıklayabilir.
▪     Harfleri tanıyabilir.
▪     Bozuk paraları tanıyabilir.
▪     Şarkı söyler.
▪     Basit öyküler anlatır.
▪     Benzer ve zıt kavramlarını anlar.
▪     5 yaşındaki çocuk hep konuşmak ister,
▪     Yetişkinler gibi uzun cümleler kurmaya çalışır,
▪     Bilgisini arttırmak için sorular sorar,
▪     Dil bilgisi kurallarına uygun konuşur,
▪     Her şeyin nedeni ile ilgilenir,
▪     Söylemek istediğini dile getirmeden önce düşünür, sonra söyler,

Çocuğun dil gelişimini nasıl desteklersiniz?
▪     Ona kitap okuyun.
▪     Birlikte şarkılar söyleyin.
▪     Renkleri gösterin.
▪     Saymayı oyunlarla gösterin.

SOSYAL VE DUYGUSAL GELİŞİMİ
▪     Duygularını uygun şekilde ifade eder.
▪     Başkalarını duygularını anlar.
▪     Kendisini karşısındakinin yerine koyarak duygularını paylaşır.
▪     Gerektiğinde liderlik yapar veya lideri izler.
▪     Diğer çocuklarla birlikte oyunlar oynar, paylaşabilir.
▪     Vücudunu merak eder.
▪     Diğer çocukların veya kardeşlerinin yaptığı şeyleri yapmak ister.
▪     Kendi cinsiyetini bilir.
▪     Aldığı sorumluluğu yerine getirir.
▪     Gerektiğinde sırasını bekler.
▪     Başkalarının haklarına saygı gösterir.
▪     Yaptığı işlerde yetişkinlerin onayını ister.
▪     İstekleri yerine gelmediğinde tepkisini uygun şekilde ifade eder.
▪     Nezaket kurallarına uyar.
▪     Farklı özellikleri olan insanlara olumlu tavırlar gösterir.
▪     Dış denetim olmaksızın kurallara uyar.
▪     Kolay arkadaş edinir.
▪     Bebeklerin nereden geldiğini merak edip sorabilir.
▪     Doğru, yanlış gibi kavramları öğrenir.
▪     Kolayca utanır.
▪     Yanlış davranınca suçluluk hisseder.
▪     Oyun sırasında daha yaratıcıdır.
▪     Hayalle gerçeğin farkını henüz ifade edemez.
▪     Ailece yapılan aktivitelerden hoşlanır.

Çocuğun sosyal ve duygusal gelişimi için neler yapabilirsiniz?
▪     Okuldaki aktivitelere katılımını destekleyin.
▪     Yaşıtlarıyla oynayacağı, enerjisini boşaltabileceği fırsatlar yaratın.
▪     Vücuduyla ilgili, bebeklerin nasıl olduğu ile ilgili sorularına anlayacağı, basit ve dürüst yanıtlar verin.
▪     İyi davranışlarını takdir edin, böylece bu davranışlar kalıcı olacaktır.
▪     Günlük yaşadıklarını, duygu ve düşüncelerini paylaşmasına fırsat verin.


ÖZBAKIM BECERİLERİ
▪     Keskin olmayan bıçakla yumuşak şeyleri ekmeğine sürer.
▪     Sağını solunu karıştırmadan ayakkabısını giyer.
▪     Büyük tuvalet temizliğini yardımsız yapar.
▪     Tehlikeli olan durum ve kazalardan kaçınır.
▪     Herhangi bir tehlike anında yetişkinden yardım ister.
▪     Bıçakla yumuşak yiyecekleri keser.
▪     Tabağına servis tabağından yiyecek alır.

▪     Ayakkabısının bağcığını bağlar.

6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ ve YAŞA UYGUN AİLE TAVRI

6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ ve YAŞA UYGUN AİLE TAVRI
6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ
6 yaş çocuğu değişmekte olan bir çocuktur. 6 yaşında çocuk tembel ve kararsız bir görünümdedir. Çocuk bir kez daha 2,5 yaşında yaşamış olduğu karar verme güçlüklerine uğrar, yine bir şeyin olumlu ve olumsuz iki yüzü arasında hızla gelip gider.
Son çocukluk döneminde çocuk; motor ve dil gelişimi açısından büyük aşamalar kaydetmiş ve dengenin gelişmesi sonucu hızlı yürüyebilen, futbol oynayabilen, ok atabilen, el-göz koordinasyonunun gelişmesi sonucu da iki elini bağımsız olarak kullanabilen bir birey haline gelmiştir.
Bu yaşlarda çocuklar oyun çağının birçok özelliklerini gösterir, 6 yaş zihni ve duygusal gelişmeleri bakımından okula devam edebilecek kadar olgun olunan bir yaştır.
Bu dönemde çocuğun küçük kasları oldukça gelişmiş olduğundan, diğer yaşlara oranla el işlerinde daha beceriklidir. Kesip yapıştırır, boya yapar, resim yapar, tüm araç ve gereçleri iyi kullanır.
Oyunlarda ve ilgi alanlarında kız ve erkek çocukları arasında, farklılık gözlenir. Erkek çocuklar topla, kızlar iple oynamayı sever. Her ikisi de, sürekli yeni şeyler denemek ister; yeni oyunlar bulur ve uygular; birçok hayali rollere girer. Grup oyunlarından çok hoşlanır. Bazı sorumluluklar yüklenir, söylenenleri dikkatle dinler, dikkat süresi uzar.
                Kendisiyle gerçek nitelikte eğitim uygulamaları yapılacak bir çağa gelmiştir.
Canlı ve coşkulu olduğundan yeni şeylerle yeteneklerini denemeye heveslidir. Bu nedenle yeni denemelere girmeye çok isteklidir. Okuma yazma ve sayıları kullanma yeteneğinin ilk adımlarını atabilir. Fakat öğrendikleri şeyler hala gözlemlediği ve yaptığı şeylere dayalı olup, soyut düşünemezler.
Beş yaşa oranla daha titizlikle üçgen çizebilir, kareyi daha doğru biçimde kopya edebilir. Nesnelerdeki benzerlikleri ve farklılıkları söyleyebilir. Ortalama 3000 kelime hazinesine sahiptir. Geçmiş, şimdi ve gelecek zaman kavramları şekillenmeye başlamıştır.

Zihinsel Gelişim
▪     Bu çağda çocuğun zihin gücü ve belleği bir hayli gelişir. Çocukta somut düşünce tarzı hâkimdir.
▪     Duyguları ile düşünür. Gözlemler ve deneyler sonucu bir takım hükümler verebilir.
▪     Çocuk çevresini toptan algılar. Soyut ve mantıklı düşünemezler.
▪     His ve heyecanlanma etkisinde kalarak yargılara varır. Olayları objektif olarak eleştiremez.
▪     Sık kendini över. Bu dönemin sonunda kendi kusurlarını görmeye başlar ve eleştirir.
▪     Zaman ayarlayamaz. İlerisi için plan yapamaz.

Değerlerin Gelişimi
▪      İyilik ve kötülük kavramları, ana-babanın beğendiği ve beğenmediği davranışları ile ilgili olarak değişir.
▪     Davranışlarının büyükler tarafından beğenilmesine önem verirler. Kusurlu görülmek onları endişelendirir.
▪     "Başkalarına zarar vermek kötüdür" gibi genel değer yargılarına varabilirler. Bu dönemde çocuklara hangi davranışların iyi veya kötü olduğunu tanıtmak faydalıdır.

Sosyal İhtiyaçlar
▪     En önemli duygusal ihtiyaçları sevilmek, beğenilmek, değer verilmektir.
▪     İlgi merkezi olma isteği kuvvetlidir.
▪     Başarılı olma ihtiyacı kuvvetlidir. Gerçek başarılar elde edemezlerse hayali başarılarla övündükleri görülür.
▪     Bu dönemde korku, öfke, kıskançlık, neşe, sevgi gibi duygular bir çocuğun gününü birbiri ardına doldurabilir. Duygusal halleri çabuk değişir.

Arkadaşlarla ilişkiler      
▪     Bu yaşta grup halinde oyun oynayabilirler.
▪     Arkadaşlık kısa sürelidir.
▪     Genellikle yakın arkadaşlarını kendi cinslerinden seçerler.
▪     Ayrımcılık gözetmezler. Fakat başka sınıf, okul ve çocuklarına karşı cephe alırlar.
▪     Giyim, konuşma, zevk bakımından arkadaşlarını taklit ederler. Rekabete girerler. Sosyal yönden saygınlık kazanmak amacıyla güç gösterilerine girerler. Eşya ve aileleriyle övündükleri görülür.

Aile ilişkileri

▪     Aile büyüklerine karşı tavır takınabilir, ukalalık yapabilirler. Bazen de saygılı olurlar. Tutumları değişkendir.
▪     Çoğu zaman kişiliğini gösterme, bağımsız olabilme çabasıyla inatçılık, dik başlılık, itaatsızlık olabilir.
▪     Büyüklerinin her şeyi daha iyi bildikleri ve yaptıklarını düşünürler. Ana-babasını kendine örnek seçer.
▪     Okulda günün önemli bir kısmını geçirmesine rağmen ana-baba sevgi ve ilgisine ihtiyacı çok kuvvetlidir.

Okul İlişkileri
▪     Çocuk öğretmenine büyük ilgi ve hayranlık duyar. Kendini beğendirmek için elinden geleni yapar.
▪     Çok görülen şikâyet olayı, genellikle öğretmenin ilgisini çekmek için yapılır.
▪     Tenkitler çocuklarda çok büyük etki yapar.


GELİŞİM ALANLARI

PSİKOMOTOR GELİŞİM
▪      Denge tahtasında ileriye-geriye doğru yürür.
▪      Başlama ve durma komutlarına uyarak tempolu yürür.
▪      Kendi başına ip atlar.
▪      Kendi bedeni etrafında döner.
▪      Ayak değiştirerek merdiven iner ve çıkar.
▪      Atma ve tutma davranışlarını gerektiren etkinliklere katılır.
▪      Yardımla sekerek yürür.
▪      Ritmik hareketleri yapar.
▪      Topu yakalayabilmek için ellerinden çok kollarını kullanır.
▪      Orta boy topu yerde birden fazla sıçratır.
▪      Parmak ucunda koşar.
▪      Topukları üzerinde koşar.
▪      Yaklaşık 30 cm. yükseklikten atlar.
▪      Ritmik olarak seker.
▪      Tek ayak üzerinde 8–10 saniye durur.
▪      Düşmeden 10 kez öne doğru çift ayak sıçrar.
▪      Kâğıt üzerine çizilmiş basit şekilleri keser.
▪      Hamur gibi yumuşak materyalleri kullanarak 2–3 parçadan oluşan şekilleryapar ve bunlardan bir kompozisyon oluşturur.
▪      Modele bakarak daire, kare, dikdörtgen ve üçgen çizer.
▪      Yatay, dikey, eğri ve eğik çizgileri ve bunların kombinasyonlarını çizer.
▪      İşaret parmağı ile diğer elinin parmaklarını sayar.
▪      Üç metre uzaktaki hedefe top atar.
▪      Baskı ve yapıştırma işlemlerini düzgün olarak yapar.
▪      Yetişkin gibi kalem tutar.
▪      1–5 arası rakamları kopya eder.
▪      İsmini kopya eder.
▪      Eksiklerle çizilmiş insan resmini tamamlar.
▪      Ev, araba, insan, ağaç gibi tanıdık resimleri çizer ve bunlardan bir kompozisyon oluşturur.


BİLİŞSEL ve DİL GELİŞİMİ
▪      Bedeninin parçalarını kendi üzerinde adlandırır ve resimle eşleştirir.
▪      Artık materyalleri kullanarak özgün bir ürün oluşturur.
▪      Aynı dokuya sahip 6–10 nesneyi eşleştirir.
▪      Aynı dokuya sahip 6–10 nesneyi gruplar.
▪      İki üçgeni birleştirerek kare yapar.
▪      20'ye kadar atlamadan sayar.
▪      1–10 arasında verilen nesne grupları ile rakamları eşleştirir.
▪      Nesneleri kullanarak toplama ve çıkarma yapar (1’den 10’a kadar).
▪      Yaşadığı şehrin ve sokağın adını söyler.
▪      Dün, bugün ve yarın ile ilgili konuşur.
▪      Daha önce  dinlediği öyküleri içeriğine uygun olarak anlatır.
▪      Nesneleri bir özelliğine göre (renk, şekil, boyut gibi) gruplandırır.
▪      Sorulan sorulara  kendine özgü cevaplar verir.
▪      Nesnelerin bir sıra içindeki konumunu (birinci, ikinci, üçüncü gibi) isimlendirir.
▪      Haftanın günlerini sırasıyla söyler.
▪      Kısa bir süre gösterilip gizlenen resimdeki nesneleri hatırlar.
▪      Sağını- solunu gösterir.
▪      Gösterilen  iki  resimden birinde var olan farklılıkları gösterir.
▪      Günlük yaşamda kullanılan sembolleri tanır.
▪      Yarım ve bütün olan nesneleri gösterir.
▪      Belli bir olaydan sonra ne olacağını tahmin eder.
▪      Nesneler arasındaki benzerlik ve farklılıkları  gösterir.
▪      Eşleştirme, ilişki kurma, gruplandırma ve sıralamayı neye göre yaptığını açıklar.
▪      Basit neden- sonuç ilişkilerini açıklar.
▪      "En az, en çok, birkaç"ın anlamını bilir ve uygun davranışı gösterir.
▪      Günlük deneyimlerini anlatır.
▪      Birbirini izleyen üç emir tümcesinde istenileni sırası ile yerine getirir.
▪      Tekil ve çoğul ifadeleri birbirine dönüştürerek kullanır.
▪      Bazı sözcüklerin eş ve karşıt anlamlarını bilir.
▪      “Ne zaman, neden, nasıl ?” gibi soru sözcüklerini içeren soruları cevaplar.
▪      “Çünkü daha sonra” gibi bağlaçlar kullanarak konuşur.
▪      Olayları oluş sırasına göre anlatır.
▪      Yer bildiren sözcükleri yerinde ve doğru olarak kullanır.
▪      İsteklerini  uygun tümcelerle ifade eder.
▪      Birleşik tümceler kullanır.
▪      Tümcelerinde genellikle özneye uygun fiil kullanır.
▪      Kullandığı tümce yapıları yetişkininkine yakın olur.
▪      Soyut ifadeleri anlar.


SOSYAL DUYGUSAL GELİŞİM
▪      Toplum içinde kendisinden beklenen uygun davranışları gösterir.
▪      Kızgınlık, mutluluk, sevgi gibi duygularını belli eder.
▪      Başkalarının duygularını anlar.
▪      Kurallı oyunların kurallarına uyar.
▪      Başkalarına oyunun veya etkinliğin kurallarını açıklar.
▪      Sorumluluk alma ve kurallara uyma davranışlarını gösterir.
▪      Kendine güven duyar.
▪      Yeni ve alışılmamış durumlara uyum sağlar.
▪      Grup kurallarına uyar.
▪      Kendi arkadaşlarını kendisi seçer.
▪      Zaman, yer ve ayrıntılarla ilgili bilgi verildiğinde gerçeğe yakın dramatik oyunlar oynar.
▪      İş birliğine dayanan oyunlara katılır.
▪      Kendisini ifade etmede özgün yollar kullanır.
▪      Duygusal durumunu ifade etmede dramatik oyunu ve çeşitli araçları kullanır.
▪      İstediklerine ulaşmada sosyal olarak kabul edilebilir davranışlar gösterir.

ÖZBAKIM BECERİLERİ
▪      Elini, yüzünü yıkar, kurular.
▪      Kendi kendine giyinir, soyunur.
▪      Giysilerindeki düğmeleri ilikler, çözer.
▪      Yemek yerken uygun araç gereci kullanır.
▪      Dişlerini fırçalar.
▪      Saçlarını tarar.
▪      Bıçakla yumuşak nesneleri keser.
▪      Bıçakla ekmeğine yumuşak nesneleri sürer.
▪      Ayakkabılarını bağlar.
▪      Tabağına servis tabağından yiyecek alır.
▪      Duruma ve hava şartlarına uygun giyecekler seçer.

▪      Tuvalet gereksinimi ile ilgili işleri yapar.