1 Eylül 2010 Çarşamba

Okusun da büyüsün

Ailelerin yapması gereken en önemli şeylerden biri çocuklarına daha bebekken kitap okuyarak onları kitapla tanıştırmaktır. Bunu bir alışkanlık haline getirmek çocuğun geniş bir hayal gücüne sahip, meraklı ve öğrenmeye istekli olmasına neden olur. Yayınevleri her yaşta çocuk için uygun, eğitici, öğretici ve eğlenceli kitaplar yayınlıyor. Bol renkli olanından birkaç tane edinin ve günün belirli bir saatinde ona yüksek sesle kitap okuyun.
Çocuğunuz altı aya kadar kitabı ısırılması gereken bir nesne sanabilir ama dokuzuncu aydan itibaren sizi anlamaya başlayacaktır. Çünkü onuncu ayla birlikte çocuk, ses tonunuzla ne demek istediğinizi anlamaya başlar, kelimeler arasındaki ritim farklarını hisseder. Onun ses ve görüntü arasında bağ kurmaya başladığı bu dönemde kitap okuyarak ve kitaptaki resimlerle ilgili hikayeler anlatarak okuma yazma öğrenmesini kolaylaştırabilirsiniz.
Çocuklar duyduklarını tekrarlayarak öğrenirler. Okuduğunu akılda tutma alışkanlığını ne kadar geliştirirseniz eğitim hayatında o kadar başarılı olmasını sağlarsınız. Aynı hikayeyi yüzlerce kez okumak zorunda kalsanız da sıkılmayın. Unutmayın ki her okuyuşunuzda o farklı şeyler öğreniyor...
İşe, çocuğunuza doğum günlerinde kitap hediye ederek başlayabilirsiniz. Böylece hem ona ait bir kütüphane yaratabilir hem de güzel bir alışkanlığın temellerini atarsınız. Kitapçılarda farklı yaş dönemine uygun kitaplar bulunuyor.

Çocuğunuzun merak ettiği soruların cevapları kitaplarda

Uçanbalık Yayınları’nın farklı yaş gruplarına hitap eden kitaplarından oluşan “Okumayı Seviyorum” dizisinin en yenisi “Altın Kanatlı Topçin”. 7 yaş ve üstü çocuklar için uygun olan kitabın yazarı Ayla Çınaroğlu anlattığı öyküyle minik okuyucularını “Gerçek arkadaşlık nasıl bir şeydir?” sorusuyla baş başa bırakıp arkadaşlığın önemini anlatıyor.
İnkılâp Kitabevi’nin bünyesindeki ve 0-18 yaş arası çocuklara yönelik kitaplar yayımlayan Mandolin Yayınları’nda çocuk çevirmenler görev yapıyor. İngilizce ve Fransızca kitaplardan bazılarını dilimize uygun yaşlardaki, yeterli dil bilgisine sahip çocuklar çeviriyor. Bu da okuyucuların yaşıtları tarafından seçilen cümleleri okumalarını ve daha kolay anlamalarını sağlıyor. Ayrıca Mandolin’den çıkan ve altı yaş üstüne hitap eden “İlk Ansiklopedim Larousse” serisi ise çocukların vücut, şehir, doğa, hava, bitkiler, dünya, kısaca evren hakkında akıllarına gelen yüzlerce soruyu anlaşılır bir dille cevaplayan ilk ansiklopedi.

Ağırlıklı olarak çocuk kitapları yayımlayan Beyaz Balina Yayınları’ından çıkan 10 yaş üstüne hitap eden “Kim Kimdi?” serisi ise Mozart, Einstein ve Edison gibi tarihte önemli yere sahip insanların hayatlarını basit bir dille anlatıyor. Ayrıca www.beyazbalina.com.tr adresine girip üye olan ve arkadaşlarını da üye yapan çocuklar hem kendilerine hem de arkadaşlarına kitap armağanı kazandırıyorlar.

Günışığı Kitaplığı’nın 12 kitaptan oluşan “Çıtır Çıtır Felsefe” serisi ise 8-12 yaş arasındaki çocuklara hayatı kavramanın ipuçlarını veriyor. Türkiye dahil olmak üzere 17 ülkede basılan serinin her kitabında günlük yaşamda sıkça karşılaştığımız olaylar karikatür tarzındaki resimlerle anlatılıyor.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan “Sevgili Arkadaşım” ve “Tombik” adlı kitaplar iri yazıları ve büyük resimleriyle okula hazırlanan ve okumaya yeni başlayan çocuklar için ideal.


Pedagoglara kitap okuma alışkanlığı kazandırmanın püf noktalarını sorduk

“Oyuncaklardan biri olarak görülmeli”

Sevil Gümüş (Parenting Skills & Counseling)
Aileler kitabı çocuklarına büyüdüğü zaman alacakları bir şey olarak görüyor. Oysa kitap bebeklik çağından itibaren çocuğun oyuncaklarından biri olarak görülmeli. İki-üç sayfalık bebek kitapları var, bebek bunları ağzına soksa da sayfaları yırtılmıyor. Bebeğinize nasıl oyuncak alıyorsanız bu kitaplardan da almalısınız. Bırakın sayfalarını çevirsin ve okuduğunu sansın. Böylece ileride kitap okuma alışkanlığına da sahip olur.
Yaşı ilerledikçe çocuğunuzun kendi kitabını seçmesine izin verin ve odasında kitaplarının bulunduğu bir bölüm yaratın. Böylece o canı ne zaman isterse kitaplarıyla “oynayabilsin”. Ayrıca çocuğunuzla boş zamanlarınızda kitapçıları gezin, almasanız da kitapların arasında zaman geçirmesini sağlayın. Böylece kitapçıların da onun için oyuncakçılar kadar cazip olmasını sağlarsınız.


“Kitapçıları ve fuarları gezin”
Aykut Akova (Okyanus Kaliteli Yaşam Merkezi)
Bebekler ikinci aydan sonra kitaplara odaklanmaya başlar. Bu çağdaki bebeklere günümüzde her yerde satılan sesli kitaplardan alınması daha sağlıklı olacaktır. Evde bir kütüphanenin bulunması çocuğun kitap okuma alışkanlığı kazanmasını hızlandırır. Unutulmamalıdır ki çocuklar anne ve babayı taklit ederek öğrenirler.
Çocuğunuza özel günlerde mutlaka kitap hediye edin ve onunla sık sık kitapçıları ve kitap fuarlarını gezin. Bu, kitabın ne kadar değerli ve özel olduğunu hissetmesini sağlar ve bu hissiyat ilerideki hayatında da devam eder.

12 Haziran 2010 Cumartesi

High scope yaklaşımı nedir?

High Scope programı, Amerika Birleşik Devletlerin’ de okul öncesi dönemden başlayıp Jean Piaget’ nin kuramları doğrultusunda, eğitim sisteminde çeşitli değişiklikler yaparak bireylerin hayat şartlarını yükseltmeyi amaçlayan eğitim programıdır.Eğitim programının dayandığı temel felsefe tüm duyuları kullanarak aktif olarak öğrenmedir. Çocuklar çeşitli materyalleri, istekleri ve seçimleri doğrultusunda inceleyerek neden, nasıl yapacağına kendi karar vererek, etkin olarak öğrenir. Öğretmenler çocuklara aktif olarak öğrenebileceği ortamlar yaratıp, çocukları malzemelerle uğraşmaya teşvik eder.Çocuklar aktif öğrenme ortamı içerisinde birçok temel kavramı ( Çok yönlü gelişimsel dizeler---- Sosyal-duygusal, bilişsel, fiziksel----- ) çeşitli malzemeler, öğretmenleri ve arkadaşlarıyla ilişki halindeyken öğrenme fırsatı bulur. Bu kavramlar; sayı, dil, sınıflandırma, zaman, alansal ilişkiler gibi çocuklarımızın hayatları boyunca karşılaşıp kullanacakları temel kavramlardan oluşur. Temel deneyimleri pekiştirmek üzere oluşturulmuş faaliyetler sırasında öğretmen çocukların güçlü oldukları yönleri, yeteneklerini ve özel ilgi alanlarını fark edip o yöndeki gelişimini sağlarlar. High Scope eğitim sisteminde tutarlı bir günlük program sayesinde, çocuklar ne zaman ne ile karşılaşacaklarını bildiklerinden kendine güvenen bireyler haline gelirler. Günlük program planla yap değerlendir sürecini içerir. Bu süreç çocukların özgüvenlerini ve bağımsızlıklarını destekleyen, sorumluluk alma ve zaman denetimini geliştiren bir oyun oynama sürecidir. Çocuklar oynayacakları oyunları planlarlar, oynarlar (yap), nasıl oynadıklarını değerlendirirler.


Sosyal Alan:

Çocukların olabildiğince aktif olması sağlanır ve yetişkinler çocuğa maksimum hareket imkanı sağlar.

• Çocukları grup halinde çalışmaya teşvik eder, bu nedenle high scope müfredatı içinde farklı grup çalışmalarına imkan sağlayan zaman dilimleri bulunmaktadır.

• Sınıf içinde oluşabilecek her türlü problem tartışılarak ve öğrenciler tarafından çözüm bulunarak halledilir.

• Öğretmenin en önemli sorumluluklarından biri çocuğu iletişime açmaktır, bu nedenle çocuğa kapalı sorular yerine (cevabı evet ya da hayır olan sorular) sormak yerine neden, niçin, nasıl gibi sorular sorarak çocuğu düşünmeye teşvik ederler...

• Bu programın öğrencileri takip etmek için geliştirdiği bir inceleme formu bulunmaktadır, çocuklar yıl boyunca öğretmenler tarafından incelenerek gelişimleri bu forma kaydedilir ve çocuğun gelişimi periyotlar halinde öğretmen ve aileler tarafından incelenir.

Müfredat İçeriği:
• Bu porgramda “anahtar deneyim” adıyla anılan 8 farklı konsepten bahsedilir. Çocukların eğitmleri bu anahtar deneyimler ve onların alt başlıkları çevresinde gelişir. Anahtar deneyimler: 1. Sınıflandırma
2. Sıralama
3. Dil gelişimi ve okuma/yazma
4. Sosyal ilişkiler
5. Sayılar
6. Hareket
7. Müzik
8. Zaman

• “Planlama ve hatırlama zamanı” bu programın en önemli kısımlarından birini oluşturur. Çocuklar oyun ya da çalışma zamanına geçmeden önce yapacakları aktivite hakkında plan yaparlar, aktivite bittikten sonra da yaptıkları aktiviteyi hatırlama çalışmasında arkadaşlarına anlatırlar. Planlama ve hatırlama zamanı, çocukların yaptıkları iş hakkındaki farkındalıklarını arttırmayı amaçlar.

• Toparlanma ve temizlik zamanı her aktivite sonunda çocuğun aktivitesini tamamlayıp yeni aktivite için gereken düzeni sağlaması amacıyla dizayn edilmiş geçiş periyotlarıdır. Çocuk bu zaman dilimini materyalleri toplayarak, sınıfın temizlenmesine ve toplanmasına yardımcı olarak geçirir.

• Bu programda çocukların sahip olduğu günlük bir rutin vardır. Aktiviteler bu rutin içinde gerçekleşir. Böylece çocuk ne zaman ne yapılacağını bilir ve zaman kavramını kendi kafasında somut öğelerle anlamaya çalışır.

Çevre Dizaynı:

• Materyal bakımından oldukça zengin sınıflara sahiptir. Materyallerin yerleri etiketlerle çocuğun anlayacağı şekilde dizayn edilmiştir. Böylece çocuklar toplanma zamanında herhangi bir sorunla karşılaşmadan materyalleri kolaylıkla toplayabilir ve eski yerlerine yerleştirebilirler.

• Malzemeler çocukların ulaşabileceği ve kendi başlarına alabilecekleri yerlere konur. Böylece çocuklar çevrelerini kendileri keşfedebilirler.

• Sınıfta farklı çalışmaların yapılabilmesi için farklı köşeler oluşturulmuştur. Örneğin, blok köşesi, evcilik köşesi, kitap köşesi gibi...

28 Şubat 2010 Pazar

Çocuğunuzun bebeksi davranışları geri döndüğünde...

" Çocukların çoktan geride bıraktığını düşündüğümüz bazı huyları, bu kez çok farklı nedenlerle geri gelebiliyor. Çocukların hangi "bebeksi" davranışları tehlike belirtisi olabilir? Hangi durumlar bu geri gidişe neden olabilir? "


Çocukların çoktan aştığını düşündüğümüz bazı davranışları, özellikle stres ve zorlanma zamanlarında yeniden ortaya çıkabilmektedir. Bu durum çocuğun içinden geçtiği zorlukla başa çıkmak ve yeniden dengesini kurmak için kullandığı bir tür savunma mekanizmasıdır ve regresyon (davranışta gerileme) olarak tanımlanır. En sık karşılaşılan gerileme davranışları bebek gibi konuşmaya, parmağını emmeye, battaniyesinin kenarını kemirmeye başlama; yeniden alt ıslatma, ‘hayır’ olduğunu daha önceden öğrendiği bir şeyi yeniden tutturma, daha fazla kucak isteyip anneye yapışık hale gelme, ebeveynin günlük rutin gidişlerinde yeniden ağlamaya başlama gibi davranışlardır.

Çocuğunuzda uzun zamandır yapmadığı bu türden bebeksi davranışlar ortaya çıktığında o dönemde çocuğunuzun hayatında değişen şeyin ne olduğunu ve nasıl bir zorlanma yaşadığını keşfetmeye çalışın. Kardeşin doğumu, büyükannenin ölümü gibi ailede yaşanan bir kayıp, anaokuluna başlama, kronik bir hastalık geçirme ya da bir süre hastanede kalma ve hatta taşınma/ev değiştirme gibi durumlar küçük çocukların ciddi zorlanmalar yaşayıp davranışsal olarak geri gitmelerine sebep olabilir.

Çocuğunuzun davranışındaki geri gidişi anlamaya çalıştığınızda burada bahsedilenler gibi önemli bir sebebi olduğunu görürsünüz. Bu dönemde çocuğunuzu düzelmesi için zorlamamalısınız. Stres ve zorlanma zamanları çocuğu sosyal ya da zihinsel anlamda geliştirme çabasından uzak durmamız gereken zamanlardır. Bu dönemde çocuğunuzun sizi yönlendirmesine izin verin. Eğer bebek gibi davranılmak istiyorsa öyle davranın. Daha fazla sarılma, kucak, temas gerekebilir. Ayrıca, bu dönemlerde çocuğu yemeye zorlamak ya da daha önceden oluşturduğunuz sınırlara uymasını beklemek gibi baskıcı tavırdan özellikle kaçınmalısınız. Çocuğunuzun yeniden ortaya çıkan bağımlılığı ya da geriye giden davranışları sizi endişelendiriyor olabilir ama bunları düzeltmek için mücadeleye girmeniz işleri daha kötüye götürecektir. Stres ve zorlanma dönemini atlattıktan sonra çocuğunuzun doğru davranışları öğrenmesi için yeterince vaktiniz olacağını hatırlayın.